23 Eylül 2010 Perşembe

Söööle Bakalım ???



Soru soruyor sürekli , uzun zamandır.


Söööle bakalım anne kaplanlay neden ısıyıy?

Aslanlay neden ısıyıy?

İnsanlay neden kusay?

Midemiz niye bulanıy?

Çok şekey yeysem kusaymıyım?

Midem bulanııısa beni koyuymusun ?

Napyaklay niye dökülüy??

Cücük insanlay niye okula gidey? :))



Bu soruların asla sonu yok. Hatta sormuş olmasının ve cevabını almış olmasının önemi de yok. Aynı soruyu defalarca sorabilir. Banyoda sorduğu ve cevabını aldığı bir soruyu , daha sonra ve hatta birkaç gün sonra bile banyoda aynı yerde yine hatırlayıp ,soruyor defalarca.

Verilen cevaplardan yeni yeni sorular üretiyor . Ve bir müddette bu sorulara takıyor sonra.

Sorular zorlaşıyor her geçen gün.

Sanırım bir süre sonra , sorduğu soruların akabinde jokerlerimden birini kullanmak isteyebilirim."seyirciye sorma hakkı" talep edebilirim.. Ya da araştırmak için biraz zaman::)))

20 Eylül 2010 Pazartesi

Ada'dan Manzaralar
























































Büyük Ada'da Bisiklet Turu


Büyükada'daydık haftasonu..
Deniz havası öyle iyi geldi ki..Martılara ve balıklara ekmek attık giderken, denizin mis gibi havasını içimize çektik.





Ada'da gezdik , dolaştık .Baktık tabana kuvvet olmicak bu iş.
Bisiklet kiraladık. Faytonlarda var ada turları için . Tezek kokuları içinde ama yorulmadan güzel bir tur yapılabilir::))) Ama biz bisikleti tercih ettik. Hem spor da yapmış olduk , iyi oldu. Ee tabi yorgunluktan da öldük::)))















İrem dönüş yolunda yorgunluktan ağzını bile kapayamamış uyurken....Dönüşte biraz huysuzluk yapsada yorgunluktan , tüm gün boyunca öyle güzel eşlik etti ki bize, Onunla gezmek çok daha zevkli .Canım kızım benim....

6 Eylül 2010 Pazartesi

Minik Nehir ' e.....

Minik Nehir'i aylardır takip ediyordum.Bu sabah duydum ki melek olmuş.

Allah rahmet eylesin, Annesine babasına sabır ve güç versin....

1 Eylül 2010 Çarşamba

Bizde Kreşli Olduk:)))





Uzun zamandır kreş konusunda arayış içersindeydim. İrem için en uygun olanı hangisi , nasıl biryere göndermeliyiz ya da göndermelimiyiz , çok düşündük.

İrem 17 aylık tı ben işe başladığımda. O zamandan bu yana babannesi ve dedesinin bakımı altındaydı ben işyerindeyken. Her iki tarafta memnundu bu durumdan . Onlar torunlarıyla vakit geçirmekten keyifliydi , irem de her nekadar bizi tercih etse de onların yanında da çok mutluydu , sevgi içersinde büyüdü ve hatta bazen de fazla şımartıldı :) Bizde anne ve baba olarak gözümüz arkada kalmadan , doydu mu , uykusunu aldı mı diye düşünmeden işe gidebildik huzurla. Çünkü biliyorduk ki irem en iyi şekilde bakılıyordu .ilk ve tek torun olmanın keyfini doya doya yaşıyordu.

Ancak zaman geçtikçe ve irem büyüdükçe tek başına sevginin ve oyunun yeterli olmadığını gördük. Biz her nekadar küçüklüğünden beri irem'in çeşitli sosyal ortamlara ve oyun gruplarına katılmasını sağlasakta ve birlikte değişik aktiviteler yapmaya çalışsak ta bunun yeterli olmadığını biliyorum.

Sosyal yönünün daha çok gelişmesi , grup davranışlarının oluşması , el becerilerini keşfetmesi ve bunu geliştirmesi ,paylaşma duygusunun artması için kreş eğitiminin çok önemli olduğunu düşündüm hep.

Ve bugün itibariyle araştırmalarımız sonucunda içimize de sinen bir kreşe başlamış oldu. Şimdilik yarım günlük bir programa dahil olduk.İlk etapta irem'i sıkmak istemedim. İrem için daha faydalı olacağını düşündüğüm derslerin , faaliyetlerin öğleden önce olduğunu ve öğleden sonra uyku ve oyunla geçtiğini de öğrenince şimdilik yarım günlük program yeterli geldi bana. Bağışıklık sistemi iyice gelişene kadar kendi yatağında uyuması ve birkaç saat bile olsa (ben işten gelene kadar) babannesi ve dedesinden birebir ilgi ve alaka görmesi sanırım şimdilik daha iyi olacak.

Bu sabah ikimizde oldukça heyecanlıydık ve hatta irem akşamdan başladı heyecanlanmaya. Kendi kendine "Ben büyüdüm ,abla oldum, okula gidecem" deyip durdu.

Sabah "Hadi annecim , okula geç kalacaz"deyince açıverdi hemen gözlerini ve "Yaşasıın okula gidiyorum"diyerek indi yatağından. Hazırlandık birlikte. Çantasına okulda giyeceği ayakkabısını , yedek kıyafetini ,diş fırçasını ve diş macununu koyduk.

Ve kreşin yolunu tuttuk, İlk gün için 3-4 saat yanında kalmam gerekebilir diye bir gün öncesinden şirkette söylesem de düşündüğüm gibi olmadı:)

Çabucak alışıverdi irem öğretmenine ve sınıfına. Herşey okadar rengarenk ve güzeldi ki, seveceğini tahmin etmiştim zaten daha önceki görüşmemde. Boyama kalemlerini de görünce artık beni de gözü görmedi küçük hanımın.1 saat durdum "Ben gidiyimmi annecim , öğlen seni deden almaya gelecek tamammı bebeğim" dedim. Gözünü hiç kaldırmadan kağıttan "tamam annecim"dedi.Bu durum hem hoşuma gitti , hem de sanırım kendimi biraz fazlalık hissettim:)

Öptüm , öptüm defalarca ve çıktım sınıftan.

Kalbim de biraz burukluk , dilimde dua ve aklımda hala az da olsa soru işareti ile.Doğru mu yaptık, 3,5 yaş kreş için uygunmu ,erkenmi, Bugün için irem'in tepkisi olumlu da olsa üzülür mü ben gidince ne hisseder , yanlız olduğunu düşünür mü, yemeğini yiyebilir mi .......bu sorular hiç bitmez , sanırım nekadar araştırsam da , aslında onun için faydalı olacağına emin olsam da sanırım anne yüreği kendini her şekilde üzebilme ve gereksiz sorular üretebilme kapasitesine sahip::)))

İşe geldikten 1 saat sonra aradım yine kreşi. Kahvaltısını çok güzel yaptığını , çok uyumlu olduğunu ve arkadaşlarıyla birlikte birşeyler yaptıklarını da öğrenince çok mutlu oldum..









Bugün için fazla fotoğraf çekemedim öğretmeniyle konuşmaktan. Zamanla bol bol fotoğraf çekerim inş .Öğretmenleri de sınıf ortamında çekip cd halinde veriyorlarmış zaten.
İlk giden biz olmuşuz. Fotoğraf çektiğim esnada henüz arkadaşları gelmemişti.Küçük hanım kendi halinde takılırken çekebildim .....