29 Kasım 2010 Pazartesi

2 boyutlu hayvanatlarımız::))


Kendi hayvanat bahçemizi yaptık bizde , resimde görüldüğü gibi yapılışı da oldukça basit ve zevkli...


(Aşağıdaki resimde kapluşumuzun kalıbı.Bu mantıkla örnekleri artırabiliriz.)

28 Kasım 2010 Pazar

Mihrabatta bir akşam üstü....


Pazar günü havanın güzelliğini fırsat bilip bir akşam üstü yürüyüşü için mihrabat korusundaydık.. Manzara muhteşem , güzel fotoğraflar çekilebiliyor..Tabi havanın çabuk karardığını da hesaba katarak daha erken vakitlerde gelmek lazım ::)))











25 Kasım 2010 Perşembe

Alışmasını beklemeli mi yoksa bu işi ertelemeli mi????


Her sabah istemediği halde kreşe götürmek mi yoksa bir uyumsuzluk sorunu olduğuna kanaat getirip bu işi ertelemek mi doğru olan.. Ne yapacağımı bilemez durumdayım şuanda..
4 yıldır onunla ilgili bir konuda bukadar kararsız kalmışmıydım hatırlamıyorum..
Okula başlamayı canı gönülden isteyen ve hatta ilk ay hiç sorun çıkarmadan giden irem yok şimdi karşımda...
"Tüm ağlamaları size , siz gidince sorun yok , sınıfta gayet iyi" diyen öğretmeni haklı mı bu şekilde düşünmesinde bilemiyorum... Ama nedense iç seslerimden biri , ağlıyorsa sorun var diyor. Bu iş zorla olmamalı diyor , irem kendi istemeli belki biraz daha zamanı var diyor , yaşı 3,5 olan ve yaşıtlarıyla oynamaktan son derece zevk alan bir çocuğun her sabah okula gitmemek için bu şekilde tepki vermesinin altında yatan geçerli bir neden olmalı diyor...
Ama diğer iç sesim ise okula gitmesini , alışmasını çok istiyor , belki biraz daha beklemelisin diyor. 3 hafta içinde alışabileceğini söylüyor ve algısı bu kadar yüksek bir çocuğun evde geçireceği saatlerin boş ve ölü saatler olduğunu söylüyor...
Sonuç olarak ne yapacağımı bilmez haldeyim..
Ağlaya ağlaya kreşe alışmasını beklemeli mi , yoksa bu işi bir süre daha ertelemeli mi ????????

22 Kasım 2010 Pazartesi

Darıca Hayvanat Bahçesindeyiz...

Bayramın son günü Darıca Hayvanat bahçesindeydik.. Ve Allah'tan bu fotolar silinen diğer fotolarımızın içinde değildi::)))
Yaklaşık 5 saate yakın gezdik, düşündüğümüzden de büyükmüş..
Çocukların zevkle dolaşacağı ,sevimli ve vahşi hayvanları yakından görebileceği , oyun parkların , cafelerin olduğu , hediyelik eşyaların alınabileceği güzel bir yer..
Tavsiye ederiz.....





















Fotosuz bir posttan post olur mu ??

Bayramla ilgili ne çok fotoğraf var dı elimde , ne çok değerliydi hepsi benim için, ne kadar da özenle, sevinçle çekmiştim hepsini oysa ki ..
Gezdiklerimiz , gördüklerimiz , yaptıklarımız , yediklerimiz , dokunduklarımız , sevdiklerimiz , mutluluklarımız... bi dolu fotoğraf kayboldu gitti bilgisayardan malesef..
Sildik mi , silindi mi , yoksa hiç olmamışmıydı ne oldu anlamadık, bir sürü kurtarma programı da işe yaramadı malesef..
"Canımız sağolsun " dese de eşim , fotoğrafa ve fotoğraf çekmeye aşırı meraklı ben , öle düşünemiyorum malesef ..
Napiiym sanki fotoğraf çekmeyince , yaşadığımız güzel anıları saklamayınca anlamı yok gibi geliyor bana. ::)))
Yani şimdi biz tüm bayram boyunca trakyayı dolaşırken , o bahçelerde gezerken her çiçeğin yanında , ağaçlardan ayva toplarken , inekler yanımızda sağılırken , kuzinede börekler yapılırken boşuna mı poz verdik her bişeyin yanında ve benim prensesim avluda çılgınlar gibi bisiklet sürerken , nenesiyle sarmaş dolaş öpüşüp koklaşırken boşunamı gülümsedi fotoğraf makinesine ...
ooof oooff napalım canımız sağolsun :( hüngürt haşırt

10 Kasım 2010 Çarşamba

Naz İrem'den İnciler



Naz İrem ile bir akşam gün içersinde ne yaptığı ile ilgili muhabbet ediyoruz.."Annecim

biliyomusun dedem bugün kola içti"dedi bana. "Sen de içtin mi peki" dedim. Kola içmesinin

yasak olduğunu da bildiği için şu cevabı verdi."ay valla bana sorma annecim , ne yaptığımı

söylersem kızabilirsin."









---Naz irem'le markette dolaşıyoruz. Bayram şekerlerinin olduğu tarafa yönelip şekerlerden bir tane aldı ve "annecim bi tane alabiliimiyim" dedi.







Evde birsürü şeker olduğundan ve irem'in aldığı o bir şekeride kasadan geçirmeye üşendiğimden "annecim o şekerlerden evde çok var hemde 1 taneyi kasadan geçiremeyiz şimdi almayalım"dedim..İrem "tamam ozaman" dedi. Ve şekerlerin olduğu yere doğru gitti. Şekeri geri bırakacağını düşünürken 2 avuç dolusu şeker aldı ve yanıma gelerek "şimdi alabiliimiyim annecim bak çok oldu"dedi::)))








--- Naz İrem'in sınıfında Ramazan diye bir çocuk vardı ,okulda fazla saldırgan ve yaramaz olduğundan dolayı ailesi bir müddet onu okuldan almaya karar vermişti. Bir akşam naz irem'le sınıfındaki arkadaşlarından bahsederken irem , ramazan'ı hatırladı yine "aaatık yamazan gelmicek mi annecim " dedi. Bende onun okulda biraz yaramazlık yaptığını ve uslanana kadar annesinin ramazanı okula göndermiyeceğini anlattım irem'e.


Ve bunu anlatırkende zaten okula gitmek istemeyen irem'in bu konuyu kendi lehine kullanıp kullanmayacağını düşünmüştüm ki irem'den cevap geldi " Keşke bende çok yayamaz bii kız olsaadım , arkadaşlayıma vuusaydım, sende bana ceza veeeseydin , okula göndeeemesediin dimi annecim::))))




---Bir akşam Esra teyzesi ile beraber sofra hazırlıyor irem hanım. Sena teyzesinin oturma odasında oturduğunu görünce yanına gidiyor ve "neden oturuyosun kalk sende yardım et , iş yap" diye azarlıyor teyzesini:) Daha sonra Senanın'da kalkıp onlara yardım ettiğini görünce Esra teyzesine şöyle fısıldıyor: " bak bak nasıl akıllı , kalktı hemen"






---Gece yatakta babasıyla ortamıza girmiş uyumaya çalışıyor irem hanım. Tabi kendisi uyumaya çalışma esnasında fazla deli yattığı için ayaklarını başımın üstüne koyuyor rahat edemiyor , başını omzuma koyuyor rahat edemiyor , ters yatıyor rahat edemiyor ve bana dönüp " bu hiç adil değil , yahat yatamıyoyum " diyor.



9 Kasım 2010 Salı

Perdeler " Pinokyo " için açıldı...


Gebetto Ustanın ellerinde bir kukla olarak şekil alan Pinokyo'nun gerçek bir çocuk olma
yolundaki heyecanlı maceralarının anlatıldığı bir tiyotro izledik kızımcımla. Ve biz çok zevk
aldık ...







5 Kasım 2010 Cuma

En çok "tık" alan 5 yazımız....

Sevgili Aslıhan ablacım beni mimlemiş..
Bu aralar sıkça okuduğum ama nedense merak edip te istatistiklere girip bakmadığım bir mimdi bu.. Bu sayede yazılarımızın istatistiğinin tutulduğunuda öğrenmiş oldum::)))
En çok okunan 5 postumuz nelermiş bakalım...

1.) Forum İstanbul'dayız... Bayrampaşa'da bulunan Forum İstanbul'da katıldığımız oyun grubunda ve şişme oyun parkında çektiğim resimlerin ve videonun bulunduğu bir posttu. Herhangibir yazımda yok ama nedense çooook fazla tıklanmış ::))) Bende şaşırdım doğrusu..teşekkürler efeniimm..

2.) Konjonktivit... Hatırlamak istemediğimiz ama hiçte unutmayacağımız bir süreçti bizim için. Zor günlerdi.. Bunu unutturacak başka bir dertte vermesin Allahım inş..
İrem yüzünde hala bu hastalığın izlerini taşısa da bunada şükür diyoruz...

3.) Edirne... Çoook uzun bir aradan sonra Edirne'ye yaptığımız kısacık bir gezide hissettiklerimi paylaşmıştım bu postta. Ve bu yazımda en çok okunan ilk 5'te yerini almış...

4.) Bizde Kreşli Olduk... İrem'in kreşe başladığı ilk gün kaleme almıştım bu yazıyı ..Ay çok yazarımsı mı oldu ne ::)))
Ne mutluydum o gün.. hiç sıkıntı çıkarmamıştı bana irem. Ve eylül ayı boyunca hep te böyle devam etmişti. Taa ki hastalığından dolayı uzun bir ara verene kadar.
3 hafta ara vererek Ekim ayının son haftası başladık tekrar kreşe..
Ama sanırım bu ara hiç iyi gelmedi irem'e.. Şu sıralar gerçekten zor günler geçiriyorum ...
Kreşe yeniden alış(tır)ması bi hayli zor oluyor benim için ..
Bayramdan sonraki hafta yeni baştan bir karar vermek zorunda kalabiliriz ..Bu da ozamanın postu olsun...

5.) Çalışmak ve Anne Olmak... Çoook eskileerden bir parça ::)) İrem 1,5 yaşlarındaydı ben işe başladığımda ve o zamana dek ben hep onunlaydım.. Ne zor gelmişti çalışmaya başladığım ilk haftalar bana ondan ayrı kalmak... Gerçi hala öyle aslında..
Polyanna'yı oynamaya gerek yok..Zor kardeşim zor çalışan bir anne olmak... Hele bu ülkede bir özel sektördeysen ve güzelim bir cumartesi günü işyerindeki bilgisayarından bu yazıyı yazıyorsan daha da zor....