23 Mayıs 2011 Pazartesi

Kipatlarımız:)))


Bazı arkadaşlar irem'in kitaplarını yazmamı istemişlerdi benden..Hepsini yazıp , açıklama yapmam imkansız:) Ama en işte beyendiklerimizden birkaçtanesi....



Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kız'dan?


Küçüklüğümüzde sıkça okuduğumuz , dinlediğimiz klasikleri irem'e okumayı sevmedim ben hiç. Ne saçma hikayelermiş aslında ..Kurt babanneyi yer , cadı kötülük yapar ,prensesi zehirler , üvey kardeşler arkadan kuyu kazar::)) Hepsi fenalıklarla ve kötü niyetle dolu..
O nedenle bu kitap çok hoşuma gitti. Okurken şefkatle bakıyorsun tüm kurtlara, ritmik ve kafiyeli cümleler de zevkle okutuyor...Her sayfadaki resimler çok tatlı , çok eğlenceli , emek verilmiş , zevkle hazırlanmış , tablo gibi ..

Hikayenin sonunda yavru kurtun avcı için yazdığı nota da bayıldım ben.İrem'in de sevdiği kitaplar arasında .Tavsiye ederiz.












Kütüphanedeki Aslan


Bu kitapta irem'in dinlemekten hoşlandığı kitaplar arasında ama biraz uzun olduğu için sonlara doğru sıkıldığını farkettim. Ve hatta çoğu zaman sonunu dinleyemeden uyumuş oluyor.



Ama konusu , resimleri hoş..


Ve ben bu kitabı her okuyuşumda kütüphaneye gitmek istediğimi farkediyorum:)






Müzisyen İnek Sırma




Bu kitap nedense ilk etapta biraz karışık geldi bana, İrem de sıkılır diye düşünsem de , düşündüğüm gibi olmadı.. Sevdi nedense::)))
Kitabın ana konusu müzik ,bu nedenle de müzik kavramları tanıtılıyor. Senfoni orkestrası , filarmoni orkestrası , müzik topluluğu gibi:)) Belki de irem'in bunları anlayamacağını düşündüm..








Mamutlu Börek


İşte bu kitapta gerçekten zevkle okuduğumuz , irem'in


"Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor" kitabından sonra en sevdiklerinden biri sanırım..



Kitapta geçen isimleri sürekli kendi kendine tekrarlayıp gülüyor. Ne düşünüyorsa artık:)


"Yardımlaşma" ve "her işin hakkını verme " güzel bir şekilde anlatılmış..






Karda Ayak İzleri



"Afedersiniz , bu ayak izleri acaba size mi ait" ::))

Malesef çevresindekilerin yargısız infazından kurtulamıyor . Ve en son kurda niyeti bozduruyorlar::))












Böğürtlen Cini ve Sarı Gaga

Biraz uzun olmasının dışında harika bir kitap ..

Yardımlaşmayı , dostluğu , mevsimlere göre değişen hava koşullarını , doğanın değişimini , ağaçların yapraklarını dökmesini , yeşermesini gerek hikayesiyle gerekse de resimleriyle çok güzel anlatıyor...














Kirpi İle Kestane


Kirpi ile kestane'nin yanısıra ormanda yaşayan diğer hayvanları da tanıyıp sevdiğimiz , güzel bir kitap.


Çok akıcı bir hikayesi var..Favorilemiz arasında::))

17 Mayıs 2011 Salı

İşte o minicik durum:)


Hani yorgunluğuma ve halsizliğime sebep minicik bir durum var demiştim ya , sormuştunuz o durum ne diye.::))
İşte yukardaki "fasulye" bu halimin sebebi.
bugün itibariyle kendileri 12 hafta 2 günlük olmuş durumdalar..
İrem'in duaları tuttu anlayacağınız:)
Kendisine uzun bir süre daha söylemeyi düşünmüyordum aslında kardeşi olacağını.
Ama hem ben biraz sabırsız olunca , hem de irem'in "hep uyuyosun annecim , hiç benimle koşmuyosun annecim , hadi yarış yapalım annecim " gibi cümlelerine maruz kalmaktansa gerçeği açıklama ihtiyacı hissettim. Ve daha sonra verdiği ilk tepkiyi videoya almadığıma çok pişman oldum.
Hiç bukadar şaşıracağını , sevineceğini ve duygulanacağını tahmin etmiyordum. Gözleri doldu resmen çocuğun..Öptü defalarca beni ve karnımı .. " çok teşekkür ederim annecim , çok teşekkür ederim " deyip durdu..
O günden beri de son derece anlayışlı , biraz hızlı haraket etsem, " kardeşim var anne dikkat et , koşma , yavaş ol " gibi sürekli ikazlarda bulunuyor..
Ama ne zaman büyüyecek kardeşim , ne zaman doğacak diye merak ta etmeden duramıyor..
İnş sağlıklı sıhhatle doğduğu , ablasıyla birlikte oynadığı günleri de görürüz..
Bu arada bu hamilelikte farklı bir ruh hali içindeyim sanki , irem de nekadar heyecanlanıyordum.. Herşeyi onda tatmışım sanki. İçimde bir canlı büyüyor ama ben hala hamile moduna giremedim...

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Polonezköy





Pazar günü döküldük erkenden yollara ..Polonezköye gittik eşimin şirketteki arkadaşlarıyla..

"Ali Babanın Yeri " gittiğimiz yerin adı. Geniş , yeşillikler içinde hoş biyer , Çocukların da eğlenmesi için çeşitli aktiviteler var.

Tuba ve şerafettin de gelince hep birlikte daha eğlenceli oldu pikniğimiz..

Yeşillikler içinde güzel bir kahvaltı ve çay sonrasında irem için güzel bir gün başlamış oldu. Nehir'e olta attılar babasıyla balık tutamasalar da.:)

Ata ve atv' ye bindi..Dakikalarca trambolinde zıpladı..

Orada tanıştığı çocuklarla oynadı..

Parkta , çimenlerde koşturdu teyzesiyle , abisiyle...
























10 Mayıs 2011 Salı

Unutmamak için ....

*** irem , buzdolabından aldığı portakalı babasına soyması için getirmiş.
Bende biraz beklemesini , ısındıktan sonra yemesini söyledim küçük hanıma.
verdiği cevap : " Anne onun kıyafeti soğuk ama içi sıcak "



***İrem'le bir akşam yine kardeş muhabbetleri yapıyoruz. "Kardeşim olursa ve o yaramazlık yaparsa ona kızarmısın" dedi. Bende " kızsamda anlamazki annecim , küçük olacak ya o " dedim.
İrem biraz düşündükten sonra şu cevabı verdi." Hani bazen ben seni üzünce sen bana kızıyosun ya , işte ben ozaman hiçbişi anlamıyorum. Bana da boşuna kızma "



***Herakşam yanımızda yatmaya iyice alışan irem'e " annecim kendi yatağında ne zaman yatmaya başlayacaksın " diye sordum.."Kaç defa söööledim , kaaadeşim olsun ozaman yatacam"



*** İrem' e her akşam merakla sorarım " bugün okulda ne yaptınız" diye. Çok fazla bişeyler anlatmaz irem hanım. Bende çok sıkmak istemiyorum ama merak ta ediyorum..
" Yunus emre'ye çok kızdım" dedi bir akşam. (sınıfındaki bir arkadaşı).
"Neden annecim " dedim.
"Şeyma'nın köpeği oluyor ama benim köpeğim olmuyor. O kadar söylüyorum yunus emre benim de köpeğim ol diyorum ama olmuyor "
"Boşver annecim sana köpek mi yok , başka biri senin köpeğin olsun :)) "



*** Başka bir akşam da yine " ne yaptınız bugün " sorusu üzerine ,
"Şeyma'ya kızdım , bu çocuk paylaşmayı öğrenmedi " dedi.



*** Bir akşam teyzeleriyle geç saate kadar oturduk , çay içtik , irem'in deyimiyle " eeelence " yaptık..Uykusu gelen irem hanım yatmadan önce " bizde kalın esla" diye pazarlık yapmaya başladı.Bir an önce uyuması için " sen uyu , belki de kalırlar " demek zorunda kaldım..
Sabah gözünü açar açmaz, oturma odasına gitti, kızları göremeyince " eslalar kalmadı mı " dedi.
Bende " kalacaklardı ama pijamalarını getirmeyi unutmuşlar , gitmek zorunda kaldılar" dedim o anda hemen uydurarak...
Çok bilmiş hanımdan gelen cevap " ay anne , neden gönderdin kızları büüssürü pijaman var , veeeeseydin ya bitane , boşunaboşuna gönderdin."


*** İşten geldiğim an , kapıda beni gören irem küçük bir demet çiçek getirdi hemen yanıma ,
"bak annecim bugün sana süngül topladım."

3 Mayıs 2011 Salı

Lale Devri

Antikköy'den sonra hızımızı alamayıp Florya Tesislerine uğradık..
Ve sabah yataktan kalktığı ilk andan itibaren çiçek sevmek istiyorum diyen irem hanımın isteğini gerçekleştirmiş olduk.Lalelerin içinde delirdi resmen, Hangibirine gideceğini şaşırdı::)))

















Kokoş kızım yanında taşıdığı topuklu terliklerini fırsatını bulduğu an geçirdi ayağına::))












2 Mayıs 2011 Pazartesi

ANTİKKÖY



Geçen sene çok niyet ettiğimiz halde gidememiştik Çatalca'daki Antik köye..
Bu sene havanın biraz ısınmasını fırsat bilip , irem'in de çiçek hasretini biraz gidermek adına bi uğrayalım bakalım dedik şu meşhur Antikköy'e.





Köy havası verilmiş , tavşanların , minik atların olduğu , horozların , tavukların dolaştığı , çocukların güzel vakit geçireceği , eğleneceği hoş biyer .








İster yer sofralarında istersen masalarda oturabiliyorsun , etini oradan alıyorsun ve ızgaranı yapıyorsun. Yanlız et fiyatlarını biraz abartmışlar. Karışık ızgaralık etin ( sucuk , köfte , tavuk ) kilosu 85 tl idi. Gidecek olanların bilgisine::))























1 Mayıs 2011 Pazar

Sihirli Anahtar::((


Cumartesi iş çıkışı topladığım gibi 5 kafadarı tiyatroya götürdüm::)))
Tiyatronun adı "Sihirli Anahtar" idi. Ve de son derece sıkıcıydı::))))
Çocukların biri uyudu , biri uyandı. Neyse dedik , birlikte olmaları da güzel dedik , Bundan da zevk almaya çalıştık...



( İrem'e kağıtlar yetmemiş olacak ki kulağının üstünüde boyamış..)